CHP’li Oğuz Kaan Salıcı’dan İyi Partililere Stratejik Davranma Çağrısı: “Chp Kazanınca İyi Partili Dostlarımız da Kazanacak”
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, yerel seçimlere kısa bir süre kala CHP, İYİ Parti ve AK Parti seçmenine seslendi. Parti içinde kurultay ve adaylaşma dönemlerini eleştirenlerin olduğunu ifade eden Salıcı, CHP’lilere “Partimizin adaylarına sahip çıkın” dedi. Salıcı, İYİ Partililere ise “Stratejik davranma zamanı” çağrısı yaptı. Salıcı, AK Partili seçmene de “Bu pazar günü, Sayın Erdoğan’a dönüp; ‘Bizi tehdit etmeyi bırak. İstanbul’u kim kazanırsa kazansın kentimizi depreme hazırlamak zorundasın. Çünkü sen merkezi yönetimsin’ deme zamanı” diye seslendi.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, yaptığı açıklamayla 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimler için CHP, İYİ Parti ve Ak Partili seçmenlere çağrı yaptı. Açıklamasını sosyal medya hesabından da paylaşan Salıcı şunları söyledi:
‘CHP YOK’ DENİLEN HER YERDE BELEDİYE KAZANMAK İSTİYORUZ
“Biz, dünya kentlerine sahip bir ülkeyiz. İstanbul gibi, Ankara gibi, İzmir gibi, Bursa, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Diyarbakır, Antep gibi… Dünyayla yarışan kentlerimizin en iyi şekilde yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kentin farklılıklarını kapsayan, kentsel zenginliği hedefleyen bir yaklaşımla kentlerimizi yönetmeye bir daha talibiz. Çalışkan, sorun çözen ve halkçı kadrolarımızla insanımıza güven veren anlayışımızı kökleştirmek istiyoruz. İç Anadolu’da, Karadeniz’de, kısacası ‘Cumhuriyet Halk Partisi yok’ denilen her yerde daha fazla belediye kazanmak istiyoruz. Seçim haritasında, bol bol CHP Kırmızısı görmek istiyoruz.
PANDEMİ DESTEKLERİNİN, KREŞLERİN, YURTLARIN ŞAHİDİSİNİZ
Pek çoğunuz geçtiğimiz 5 yılda birbiri peşi sıra gerçekleştirdiğimiz altyapı yatırımlarının, yerel kalkınma hamlelerinin şahidisiniz. Tüm dünyanın çetin bir sınav verdiği pandemi döneminde iktidar maske bile dağıtamazken, hatta sizlere IBAN numarası atarken; belediyelerimizin verdiği desteklerin, askıda faturaların, esnafa uzattığı elin, borcu silinen veresiye defterlerinin şahidisiniz. Hiç kimseyi geride bırakmayan bir siyasetle; engelli yurttaşımızdan yaşça büyüklerimize kadar herkesin hayatını kolaylaştırdığımızın şahidisiniz. Gençlerin ve kadınların kentlerini inşa ettiğimizin; açtığımız kreşlerin, yurtların şahidisiniz. İnanıyorum ki bu defa siz ‘Bir daha’ diyeceksiniz. ve ülkemiz için, kentlerimiz için kurduğumuz hayallere hep beraber ulaşacağız.
İSTANBUL’DA 5 YIL DAHA BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜM YOK
Geçtiğimiz seçimlerde bize güvenen, Cumhuriyet Halk Partisi’ni destekleyen yol arkadaşlarıma, seçmenlerimize sesleniyorum. 2019 yılında 25 yıllık hasrete son verdik ve İstanbul’u kazandık. Benim değil bir daha 25 yıl, 5 yıl daha beklemeye tahammülüm yok. İstanbul’u kazandığımız o güzel geceyi dün gibi hatırlıyorum. Dişimizle tırnağımızla kazandığımız o gece yüzlerimizin nasıl ışıl ışıl güldüğünü dün gibi hatırlıyorum. Şimdi İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de, Bursa’da, Balıkesir’de, daha fazla büyükşehirde yepyeni bir mutluluk yaşayabiliriz. Cumhuriyet Halk Partili genç yol arkadaşlarımla da deneyimli parti büyüklerimizle de sık sık konuşuyorum. Biz, altında Atatürk’ün ilk imzasının olduğu büyük bir sözleşmenin kuşaklar boyu süren emanetçileriyiz. Aramızda, Kurultay süreci olsun, adaylaşma süreci olsun, bazı gerekçelerle eleştirel yaklaşan ciddi bir kesim olduğunu biliyorum. Her ne olursa olsun, bizim mücadelemizin esası; demokrasiyi çiğneyenlere, adaleti öldürenlere, halkı yoksullaştıranlara karşıdır. Çünkü biz; Cumhuriyet’in ruhu, Türkiye’nin ufku, demokrasinin umuduyuz. Haydi; sandığa gidin. Partimizin adaylarına sahip çıkın. Umudunuzu ayağa kaldırın. 31 Mart’ta çoban ateşini yakın.
CHP KAZANINCA İYİ PARTİLİ DOSTLARIMIZ DA KAZANACAK
“Bu defa bir ittifak protokolü etrafında bir araya gelemediğimiz bir seçime gidiyoruz. 2019’da İYİ Parti’yle seçim ittifakı için oldukça emek sarf etmiş bir arkadaşınız olarak konuşuyorum. Her bir yurttaşımızın gönlünden geçen partiye oy verme hakkına sonsuz saygı duyuyorum. Bununla beraber, bunun bir yerel seçim olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu seçim milletvekili seçimlerine benzemiyor; belediye başkanlığı 1 oy farkla kazanılıyor. Geçmişte seçmenimizin bir kısmı stratejik tercihler yaparak Türkiye demokrasisini ne kadar önemsediklerini göstermişlerdi. ve bugün iktidarın karşısındaki en güçlü alternatif CHP. Onun için, şimdi stratejik davranma zamanı. CHP kazanınca, kimse kaybetmiş olmayacak. CHP kazanınca, İYİ Partili dostlarımız da kazanacak. Bir kez daha ya beraber kazanacağız ya beraber kaybedeceğiz. Gelin; özellikle Bursa’da ve Balıkesir’de alkışların önüne birbirimizin ellerini kaldırarak çıkalım. Bu yerel seçim sürecini Şevki Yılmaz gibi Atatürk’e beddua ederek başlatan nankörlere derslerini verelim. Biz daha önce güç birliği yaparak birbirimizi güçlendirmedik mi? ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ diye omuz omuza vermedik mi? Sloganlarımızı, en umutlu anlarımızı birbirimizle paylaşmadık mı? Gelin, pazar günü bir kez daha omuz omuza verelim. Bir kez daha başaralım.
ERDOĞAN’A “BİZİ TEHDİT ETMEYİ BIRAK” DEME ZAMANI
Bir çağrım da geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren değerli kardeşlerime. Pazar günü, iktidarın beğenmediğiniz uygulamalarına bir uyarı verme fırsatı. Bu kutuplaşma hayra alamet değil, ülke menfaatine değil. Belediyelerimizin kimsenin inancına, kimliğine, yaşam tarzına bakmadan herkese eşit yaklaştığını iyi biliyorsunuz. En zor zamanlarda size el uzatanların Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olduğunu biliyorsunuz. Bu pazar günü, Sayın Erdoğan’a dönüp; ‘Bizi tehdit etmeyi bırak. İstanbul’u kim kazanırsa kazansın kentimizi depreme hazırlamak zorundasın. Çünkü sen merkezi yönetimsin’ deme zamanı.”
ERDOĞAN’DAN DEPREME HAZIRLIK İÇİN FİNANSAL MODEL ÖNERİSİ DUYDUNUZ MU?
Kendisi 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. O seçildiğinde şehrimizin nüfusu 7 milyondu. Bugün 16 milyonuz. Peki nüfus artışına göre mi yapılaştı bu şehir? Bu şehri kim yapılaştırdı? Ondan habersiz tek bir çivi çakıldı mı? Kendisi Zeytinburnu’ndaki gökdelenleri örnek göstererek İstanbul’a ihanet ettiğini itiraf etmedi mi? Size soruyorum: Öyleyse, Erdoğan çözümün adresi mi, yoksa sorunun kaynağı mı? Siz hiç Erdoğan’dan depreme hazırlık için bir tane doğru dürüst finansal model önerisi duydunuz mu? ‘Ha’ deyince olmuyor bu işler. Niçin kentlerimizi depreme karşı dirençli hale getirmek için projelerini açıklamıyor?”
VERDİKLERİ SÖZÜN YÜZDE 14’ÜNÜ TUTABİLDİLER
Daha şunun şurasında geçen sene, 6 Şubat deprem bölgesinde yılda 319 bin konut yapacağını söylemişti. Bunların ancak 46 binini yapabildiler. Yani verdikleri sözün ancak yüzde 14’ünü tutabildiler. Ben, Erdoğan’ın depremzedeye verdiği sözü tutmasını inanın çok isterdim. Deprem bölgesindeki ailelerin çadırdan, konteynerden sıcak dairelerine taşınmasını kim istemez ki? Ama zayıf kaldı, yapmadı.”
Salıcı açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin konusunda izlediği politikaları da eleştirdi. Erdoğan’ın başarısızlığı ortaya çıkınca Filistin’in açısını istismar etmeye başladığını ifade eden Salıcı şunları ifade etti:
“Ben kendisine sordum. Sorularımın hiçbirisine yanıt vermedi. ‘Kaç Avrupa ülkesinden açıkça Filistin’i tanımalarını istedin’ diye sordum. Tık yok. İktidarın boyunca ‘Filistin’e destek veren ilk 10 ülke arasına bizi neden sokmadın’ diye sordum. Tık yok. ‘İsraillilerin dikenli telini niye hala biz gönderiyoruz? Ticari yaptırım yok mu’ diye sordum. Tık yok.
FİLİSTİN’İN ACISINI İSTİSMAR ETMEYİ ZÜL ADDEDERİM
“Ben; işgale direnerek vatan kurtaran CHP’nin bir neferi olarak, tarihsel dostumuz olan Filistin halkının işgale karşı haklı direnişini anlayan, yürekten hisseden bir kardeşinizim. Filistin’in Türkiye’deki ilk temsilciliğini CHP iktidarında açmış olmasının gururunu yaşayan bir sosyal demokratım. Otuz binden fazla insan hayatını kaybetmişken, bunların yarısı çocukken, işgal hala sürerken, Filistin’in acısını bir yerel seçim için istismar etmeyi zül addederim. Ayıptır, utançtır. Sizin de bu ferasetle hareket edeceğinize inanıyorum.”